Eskiden nasıl bir algı vardı bilmiyorum ama psikologa gidenler için sanırım biraz kötü gözle bakılıyordu. Bunun kesin sorunları vardır gibisinden kötü bir algı vardı… Tabi zaman değişti ve insanlık yaşadığı duygu durum değişikliklerinin nedenlerini bulup çözüme kavuşturma isteği artınca, psikologlara bakış açısı da değişti ve bugün hemen hemen her aileden bir kişi bir psikolog ile görüşme yapmıştır…
Neden psikoloğa gitmeliyiz sorusuna elbette çok fazla ve farklı pencerelerden yanıt bulma şansınız olacaktır. Ben ise kendi penceremdem bir bakış açısı sunacağım ve gitme öncesi ve sonrası neler değişti bunları aktaracağım…
İnsanın tanıdığı bir psikolog olması hem iyi hem kötü. İyi çünkü seni gözlemleyerek olaylar çok büyümeden müdahalede bulunma şansı var, kötü bazen kimseye anlatmak istemediklerini ona değil de bir başkasına anlatmak isteyebiliyorsun.
He ne şekil olursa olsun, günümüz artık psikolojinin daha bir anlaşılır zamanlarda ve herkes şuanda yaşadığı durumların çözümü için geçmişinde yada kapatılmamış hesaplarda aramakta. İşte tam bu nokta da da psikologlar devreye girmekte…
Benim penceremden bakacağız demiştim, evet benim sorunum aslında pek yok gibi (yada bana öyle geliyor).. Ama aslında beni oldukça etkileyen bir sorunum var… Dişçi koltuğuna oturduğumda ağzımı açamıyorum. Açsam bile 1 dakika bile açık tutamıyorum ve midem bulanıyor. Bu şartlar altında da diş tedavisi yaptırmak mümkün olamamakta…
Bu durum yüzünden öndeki bir dişimi kaybettim ve zaman zaman oluşan diş problemlerim de hep aynı sıkıntıyı yaşıyorum. Bu satırları yazarken sanırım son 1,5 ay içerisinde 5 paket mideye çok fazla dokunmayan Arveles adlı ağrı kesici haptan bitirdim ve kaçmalara devam ediyorum…
Dedik ya benim pencerem, bir gün bir blog yazısına geldim, diş korkularına emdr terapisi ile çözüm bulunduğuna dair bir yazı. Bu yazıyı baştan sona kadar okudum ve hemen akabinde kendime bir tane emdr terapisi kitabı aldım. Tabi biraz boyumu aşan işler olunca bu işi profesyonellere bırakma kararı aldım ve tanıdığım bir psikolog olan Nur Gezek i aradım ve kendisinden randevu talep ettim.
Yıllar olmuştu kendisiyle görüşmüyordum ama seans öncesi bana yaptırılan 90 soruluk teste pek ön yargı ile bakmadan cevaplandırdım. Seansa girdim ve kendisine yapmış olduğum test geldi benim çok önemsemediğim ama hakkımda ipuçlarının yer aldığı teste göre ön bir değerlendirmesi oluşmuştu.
Sorunumu anlattıktan ve eskiden de tanışıklığımızın verdiği rahatlıktan hiç sıkılmadan derdimi anlattım ve bana bir yönlendirme yaparak sorunumun çözümü konusunda yol gösterdi.
Öncesi ve sonrası değerlendirme yaparsam, kendime göre aman aman bir durumum yok, bazen tıkandığım noktalar olsa da bir şekilde zaman ve sporla bu durumları aşabiliyordum ama bu bulantı konusu beni aşan bir durumdu ve destek almam artık mecburi hale gelmişti.
Seans sonrasında kendi durumum ile daha çok bilgilenmiş ve çözüm için neler yapmam gerektiği hakkında bilgi sahibi olmuştum. Bazen teslim olmak gerekir, bir şeyi bulmak istiyorsanız onu nerede arayacağınızı bilmeniz gerekir. Psikoloji de böyle bir şey ve bu konunun uzmanları size nerede ne şekil müdahale yapacağını iyi biliyor…
Bonus bilgi de vereyim, Bach Çiçek Terapisi diye bir şey duydunuz mu bilmiyorum ama zamanında doktorun biri insanlarda ki duygusal problemlerin fiziksel problemlere neden olduğunu söylemiş ve toplam da 38 adet çiçek özünü ve birde acil tedavi diye bir karışım ile duygu durum bozukluklarını tedavi etmeye çalışmış. Bu gün bach çiçek terapisi konusunda Bursa da iyi işler çıkartan doktor olarak Uzm. Dr. Fulden Küçük‘ü tavsiye ederim.
Bilmek güzeldir ama bilmekten daha güzeli de bilen birine güvenmek… Herkese sağlık dolu günler…